Anılan bu başlık yalnızca makul sınırlar içerisinde algılandığında yürütme organı dahil olmak üzere herkesin saygı duyduğunu çekinmeden ifade ettiği bir hakka işaret etse de, aslında ifade özgürlüğü en rahatsız eden, en tahammül zorlayan görüşlerin dahi endişe duyulmadan ortaya konulması anlamına gelir. Buna karşın siyasetçilerin, aydınların, fikir-sanat emekçilerinin bu rahatlığa sahip olmak şöyle dursun, hukuku karşılarında sürekli bir fikir denetleyicisi olarak buldukları bir ülke gerçeğidir. Keyfi uygulamalarla daraltılmaya çalışılan bu özgürlük, bu uygulamalar yargı konusu edildiğinde daha geniş sınırlarla kullanılabilir hale gelmektedir. Müvekkillerimizin hukuksuz yaptırımlara uğrama endişesi olmadan görüşlerini ifade etmeleri için her türlü tedbiri dikkatle alıyor, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni bir başlangıç noktası kabul eden bir ifade özgürlüğü anlayışının ülkemizde yerleşmesi için mücadele ediyoruz.